KÜÇÜLTEN KURABİYELER

Küçülten Kurabiyeler

Büyük bahçeli bir evimiz var. Babaannem vefat edince dedem de bizimle yaşamaya başladı. Kendisi profesör ve bilim insanıdır. Çalışma odasında sürekli deneyler yapar. Bir pazar sabahı kahvaltıdan sonra annem ve babam alışverişe gittiler. Kardeşim Yeşim 10 yaşında, yeşil gözlü, kahverengi saçlı, huysuz ve yaramaz bir çocuktur. Ben de Yeşim’den bir yaş büyüğüm. Adım Ceylan. Kahverengi gözlü, siyah saçlıyım. Annem bana “Kara Kızım” der. Bir de Efe adında 7 yaşında sevimli bir erkek kardeşimiz var. Dedem kahvaltısını yaptıktan sonra salonda çok sevdiği sallanan sandalyesinde yine uyuya kaldı. Dedemin uyuduğunu gören
Yeşim: Dedem uyumuş hadi çalışma odasında bakmaya gidelim, fırsatı değerlendirelim, ne demişler yasaklar çiğnenmek içindir dedi. Doğrusu ben de çok merak ediyordum dedemin ne tür çalışmalar yaptığını. Dedemin çalışma odasına girdik. Arkamızdan küçük kardeşim Efe geldi. Masanın üzerinde çeşit çeşit deney malzemeleri ve deney tüpleri vardı. İnşaat defterine göz gezdirdim, o sırada Efe telaşlı bir sesle “abla bir ses duydum galiba dedem geliyor” dedi. Yeşim dolapları karıştırıyordu ona “hadi hemen çıkalım” dedim. Yeşim elinde bir kavanozla odadan çıktı. O sırada dedem çalışma odasına geliyordu. “Ne oldu çocuklar, yüzünüz kıpkırmızı olmuş, bir sorun mu var ? ” diye sordu. Yeşim kavanozu arkasına sakladı. “Hayır dedeciğim, biz biraz bahçeye çıkabilir miyiz?” dedim. Dedem başı ile onayladı ve hemen bahçeye çıktık. “Kavanozda ne var Yeşim?” diye sordum. “Çikolatalı kurabiye var bahçede yeriz diye aldım, hadi elma ağacının altına gidelim de bir an önce yiyelim şu çikolatalı kurabiyeleri” dedi. Efe köpeğimiz Havuç’a da seslendi. “Havuç hadi sen de gel”. Havuç kuyruğunu sallaya sallaya geldi. Kardeşlerimle beraber elma ağacının altında kurabiyeleri yemeye başladık. Tatları biraz farklı gelmişti. Kurabiyelerimizi henüz bitirmeden kardeşlerimin küçülmeye başladığını gördüm. Kendime baktığımda ben de küçülüyordum, gözlerime inanamadım. Küçücük karınca kadar kalmıştık. Çok küçük olduğumuz için otların arasında birbirimizi zor görüyorduk. Onlara seslendim.”Bir araya gelmeliyiz, olduğunuz yerde kalın, hemen yanınıza geliyorum” dedim. Efe çok korkmuştu, ona ulaştığımda “Abla ne oldu bize, niye küçüldük ?” dedi. “Ben de bilmiyorum Efe, Yeşim’in yanına gidelim sonra konuşuruz.” Yeşim’le de bir araya geldik. Yeşim beni çok şaşırtmıştı. Çünkü mutluydu. Bulunduğu durumun ne derece tehlikeli olduğunun farkında değildi. Belki de sinirleri bozuldu bu duruma bir anlam veremedim. Şu an tek ümidimiz köpeğimiz havuç idi. O, kurabiyelerden yemediği için küçülmemişti ve bizim gözlerinin önünde küçüldüğümüzü görüp çaresizce bize bakıp havlıyordu. Muhtemelen yediğimiz kurabiyeler sebep oldu küçülmemize. Dedemin odasına hiç girmemeliydik. “Yeşim kavanozun üzerinde herhangi bir not yok muydu?” dedim.
Yeşim : “Ben görmedim, kurabiyeler çok güzel görünüyordu, hepimiz yeriz diye aldım.” dedi. Biz konuşurken yanımıza kocaman bir tarla faresi geldi. Çok büyüktü Biz onun yanında karınca gibi duruyorduk. Kendimize güvenli bir yer bulmalıydık. En yakınımızda elma ağacı vardı ve oraya tırmanmaya başladık. Çok yorulmuştuk, biraz dinlenelim diye aramızda konusmustuk. Hemen yanımıza küçük bir dal vardı. Burası bizim dinlenmemiz için uygundu. Efe “Acıktım ben. Şimdi karşımızda kıpkırmızı harika görünen bir elma var, oraya gidelim biraz yiyelim” dedi. Elmadan tam bir ısırık alacaktık bir kurt çıktı karşımıza. “Ben bu elmanın şövalyesiyim. Bu elmaya kimse yaklaşamaz ve yiyemez. Siz ne tür yaratıklarsınız hiç sizin gibilerini daha önce görmemiştim. Sanki küçük insanlarsınız” dedi. “Ha ha ha hiçbir elma kurdu ile konuşacağım aklıma gelmezdi” dedi Yeşim. “Bizim dedemiz profesör. Onun çalışma odasındaki kurabiyeleri yiyince bu hale geldik , karnımız çok acıktı. Sizin elmanızdan biraz yiyebilir miyiz?” dedim. “Tamam” dedi elma kurdu. Bizden zarar gelmeyeceğini anlayınca içeriye davet etti. Bu sırada Havuç aşağıda yoktu. Evin kapısında havlıyordu. Elmanın içine girdiğimizde elmanın içi tıpkı bir labirent gibiydi. Biraz elma yedik ve karnımızı doyurduk. Nasıl büyüyebiliriz diye toplantı yapacaktık ki, elma şiddetli bir şekilde sallanmaya başladı. Şövalye kurt “tehlike” diye bağırdı ve bütün elma kurtları etrafa kaçmaya başladı. Biz bunları yaşarken dedem Havuç’ un havlamasına dayanamayıp bahçeye çıkmıştı. Havuç’un kendisine bir şeyler anlatmaya çalıştığını anlayan dedem havucu takip etti. Elma ağacının altına geldiler. Havuç kavanozu gösterdi. Dedem bunu bizim yaptığımızı düşünerek etrafta bizi aradı. Bizi bulamayınca elma ağacının altına geri geldi. “Çocuklar neredesiniz?, işaret verin” diye bağırdı. Biz ise karganın elmayı gagalaması ve elma kurtlarının etrafa dağılması sonucunda elma ile birlikte hızla yere düştük ve çok korktuk. Bizi gören Havuç bize doğru havladı, dedem ise eğilip bizi gördü ve eline aldı. “Siz nasıl benim odama izinsiz girersiniz?İçeri girmekle kalmayıp yeni buluşum olan kurabiyeleri de yiyerek denemişsiniz. Sizi bulamasaydım kurda kuşa yem olacaktınız” dedi. Dedem çok kızmıştı ve haklıydı. Yaptığımız bu hatadan dolayı üzgündük. Neyse ki panzehiri varmış. Dedem bizi masanın üzerine koydu. Panzehiri olan kurabiyeleri kesip kesip bize verdi. Hemen kurabiyeleri yedik ve eski halimize döndük. Dedem ” Hanginiz bu kavanozu aldı? ” diye sordu. Efe ile ben “Yeşim” dedik. Dedem Yeşim’e baktı. “Üzerindeki yazıyı okumadın mı” diye sordu. “Ne yazısı?” dedi Yeşim. “Üzerinde küçültücü kurabiyeler yazıyordu” dedi dedem. O an Yeşim’e sert bir bakış attık. “Sen biliyor muydun küçüleceğimizi” diye sordum. Yeşim mahçup bir şekilde kafasını sallamakla yetindi.”Neden bizi tehlikeye attın Yeşim” diye sordum. ” Biraz macera yaşayalım istedim, nasılsa panzehiri vardı yanında. Böyle olacağını bilmiyordum ki” dedi. ” Ama biz panzehirin olduğunu bilmiyorduk abla.Çok korktum, bir daha büyüyemeyeceğiz zannettim” dedi Efe. Yeşim ağlamaklı oldu ve herkesten özür diledi. “Bir daha kimseden izinsiz odasına girmeyin ve özel eşyalarına dokunmayın” dedi dedem. Bu olay bize ders oldu. Bir daha kimseden izinsiz odasına girmedik ve kimsenin eşyalarını karıştırmadık.

ESLEM ZEHRA MEMİŞ

DR. FERDİ KOÇAL İLKOKULU /İZMİT

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir